Filmler ve diziler dünya çapında turizmi etkileyebiliyor. Sevdikleri filmin setini görmek isteyen ya da filmde gördükleri kent yapısından etkilenen turistler turizme ciddi oranda katkı sağlıyor.
Beğenilen bir filmin ardından dizi setini ziyaret etmek için tatil planını değiştirenlerin sayısı hiç de az değil. "Yüzüklerin Efendisi / Lord of the Rings" ve "Harry Potter" gibi büyük başarı kazanmış filmlerin setlerini ziyaret etmek ülkeler arası seyahatler yaparak gelen misafirler, turizme büyük oranda katkı sağlıyor. 1961 yapımı "Çılgınlar Kraliçesi / Breakfast at Tiffany’s" filminin ardından filmin geçtiği New York kentine gelen ziyaretçi sayısında ciddi bir artış olmuştu. Audrey Hepburn'ün Holly Golightly rolünde olduğu filmin ardından New York'a gelenlerin %35'i sırf film orada geçtiği için geldiklerini söylemişti.
Benzer bir örnek de "Yüzüklerin Efendisi / Lord of the Rings" serisinin 2002 yapımı 2. filmi "İki Kule / Two Towers" için geçerli. Filmin geçtiği ülke olan Yeni Zelanda filmin gösterime girmesinden sonra ciddi oranda turizm oranında artış yaşadı. Serinin hayranları veya film sayesinde ülkeyi görebilenler biletlerini alarak soluğu Yeni Zelanda'da aldılar. Filmden sonra gerçekletirilen bir ankette, Yeni Zelanda'ya yolculuk eden erkeklerin %15'i filmin geçtiği yerleri görmek için gittiklerini belirtti.
J.K. Rowling'in yarattığı "Harry Potter" serisi de gerek sihir okulu Hogwarts, gerekse büyücü köyleri ile oldukça ilgi çekti. Kuzey Doğu İngiltere'de bulunan ve filmde Hogwarts Sihir ve Büyücülük Okulu olarak kullanılan Alnwick Kalesi turistler tarafından o kadar ilgi gördü ki, Harry Potter atmosferini yaratacak olan yapay turistik büyücü köyleri kurulması fikrinin önünü açtı. Turistler kaleye gösterdikleri ilgili yapılan büyücü köylerine de göstererek, büyücü köyü mağazalarından büyücü şekerleri, asalar, Hogwarts üniformaları ve hatta süpürgeler satın aldı.
Türkiye'de de durum farklı değil. Televizyonda başarı sağlamış pek çok dizi, dizinin geçtiği bölgelere turist akışının artmasını sağlıyor. Televizyonlarda neredeyse 1,5 yıl boyunca dönen "Asmalı Konak" dizisi ile Ürgüp yöresi adeta yeniden keşfedildi. Çağan Irmak'ın yönetmenliğini, Meral Okay ve Mahinur Ergun'un senaristliğini üstlendiği "Asmalı Konak" ile başlayan yöresel projeler ile Anadolu'nun ilgi odağı haline gelmesini sağlayan dizilerin ardı arkası kesilmedi. Çekimleri Ayvalık ilçesi ve ona bağlı Cunda Adası'nda "Yol Arkadaşım", Mardin'de geçen "Sıla", Trabzon ilinin Sürmene ilçesinde geçen "Fırtına", Makedonya'da Manastır dolaylarında çekilen "Elveda Rumeli", Bartın'a bağlı Amasra'da çekilen "Gülbeyaz", Mardin'de çekilen "Bir Bulut Olsam" ve Bursa, Cumalıkızık'da çekilen "Kınalı Kar" bu diziler sadece birer örnek.
Türkiye'nin farklı coğraflarını işleyen bu gibi diziler, şehir hayatından çok farklı bir yaşamı gözler önüne seriyor. Köy hayatının kendi içindeki zorluklarla entrikaları harmanlayan diziler hem ülke içindeki turizm oranını arttırıyor, hem de Türkiye'nin unutulmuş coğrafyalarını yeniden gün yüzüne çıkarıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder